Bahar, bir başka bahar
Bodrum’da bu bahar!
Kekik tokadı bir yandan,
adaçayı yumruğu bir yandan.
Serseme dönmüş kuş misali insanlar,
Kuzey rüzgârlarına bağırları açık.
Yağmur desen, “elim sende” oynuyor
üç-beş damlacığıyla.
Kızgın toprağa değdirmiyor parmaklarını;
dokunmasıyla cız...
kaçması bir oluyor gerisin geriye.
Deniz, hırçınlıkla durgunluğun arasında bir yerde,
“köşe-kapmaca” oynuyor kıyılarla.
Suyun tadı tuzluymuş, ne yazar,
soğuk olduktan gayrı.
Dalgacıklarını savunmak için insanoğlu’ndan,
“çivi gibi” ne demek, “iğneli fıçı”!..
Hind Fakiri misali yaklaşmak gerek!
Bodrum bir yumak iplik allı, yeşilli.
Bu yumağı çözdük büklüm büklüm,
yeniden dokuduk dantel dantel, bütün bir gün...
Her bir koy, iğne oyası mı desem,
mekik oyası mı?...
bir köylü kadının başını süsleyen yazma misali,
bezemeleri üst üste dökülerek işliyor her bir yanı...
Denize uzanmış bir devin başı, Bodrum Yarımadası.
Oyaları salkım salkım suda dalgalanan...
Beyaz’da evler, al’da begonviller,
yeşil... yazmanın kendisi.
Kızgın güneşte, rengini atmadan önce,
bir güzel dinlenecek o da, bizler gibi.
Sonra sararacak...
Ak evleri, al begonvilleri ne olsa kök boya.
Yıka yıka solmaz!
Ama ille yeşil...
ne hikmetse bu yeşil,
ancak yılda bir kez tutar bu yöreleri...
20.05.86/00.25-Bodrum |