Allı, morlu, yeşilli sörfler uçuşuyor Gümbet Koyu’nda.
Su üstünde süzülen kelebekler gibi çırpıştırıyorlar kanatlarını.
Ve ötelerde bir turist kız,
sırtında can yeleği, belinde ip;
kanat çırpmasını öğretiyor acemi bir sukayağına.
Gümbet...
Denizi sakin, yatları bol bir koy.
Karşı sırtlarda beş tane yel değirmeni.
Bezleri sökülmüş kanatlarıyla,
su yüzünde süzülen sörflere haset,
selamlıyorlar güneşi sabah akşam.
Bir yanlarında Gümbet Koyu,
Bir yanlarında Bardakçı.
Manzara da manzara hani, bu tepelerden.
Bodrum Yat Limanı kılçık kılçık,
kahverengi bir çalılık..
Kara Ada bir yanda,
Yelkenliler bir yanda.
Ötelerde mor tepeler sırt sırta.
Birbirini basamak etmiş,
denize girenleri seyir peşinde.
Ortakent bile kaç-göçü unutup peçesini kaldırmış,
Merak-merak gözlüyor yeldeğirmenlerini.
Hayda bre değirmenler,
döndürüverin çark-ı felekten bir devir;
Bakın, yanınızda beyazlara bürünmüş bir kümbet,
Semâzen misali semâ’a hazır!
Bu dağlar, bu kuşlar, bu dalgacıklar pırıl pırıl,
her mevsim, yaz-kış, hep aynı şarkıyı söyler...
Güzel’de güzel var, güzeli Güzel!
Serin’i serindir; Derin’i derin...
Yine de bir başkadır mûsikîsi bu yerlerin!
20.05.86/18.55 - GÜMBET |